bugün
- 5 mayıs 2024 galatasaray sivasspor maçı18
- nervio13
- allah ile tanrının farkı var mı8
- anın görüntüsü10
- akp'nin galatasaray'ı destekleme nedeni8
- 6 mayıs 2024 konyaspor fenerbahçe maçı9
- bebeği gibi seven incitmeyen değer veren erkek48
- allah yerine hızır'dan yardım istemek8
- eksi ruyaları sözlük heyetinden istemek23
- hayatınız boyunca sizi en derinden yaralayan olay8
- iğrenç bir his tarif et29
- icardi19059
- düşün ki o bunu okuyor17
- türkiye toplumunun ahlaksızlığa pratik zeka demesi13
- uludağ sözlüğe nasıl düştünüz16
- sözlük kızlarının saç rengi18
- galatasaray12
- bülent uygun10
- hakim ziyech11
- hayvancılık destekleneceğine neden ithalat10
- eksi ruyalar ile yakaladığımız müthiş uyum21
- 170 iq üstü sözlük yazarları veritabanı18
- şöyle hanım hanımcık öğretmen bir kız bulamamak16
- sözlük yazarlarına gelen son mesaj14
- bebeği gibi seven incitmeyen değer veren kadın10
- bir türlü ısınmayan ayaklar9
- en yaşlı özelliğiniz14
- kocaeli de fabrikada yaşanan cinsel grup seks22
- insanlar melek mi şeytan mı10
- budweiser14
- kızların tipe bakmadığı gerçeği29
- bir kadın nasıl tavlanır19
- hemşire kızlar nasıl oluyor20
- diyanet işleri başkanına audi 6 tahsis edilmesi10
- çağ dışı teknolojilere özlem duymak8
- bir gavatın soyadını nick yapmak10
- mert hakan yandaş13
- nude istemeyen erkek9
- dursun özbek gibi olsam utanırım8
- yakışıklı ama zengin erkek14
- çift maaş alan akpli bürokratların ücretlerine zam9
- sözlük kızlarına yürüyen vizyonsuz9
- sözlük yazarlarının abileri11
- erkek çocuk için isim önerileri9
- aşkta yaş farkı önemli midir10
- içip içip entry girmek8
- 170 boyunda 70 kilo erkek9
entry'ler (259)
Geçenlerde Lord of the Rings in Concert etkinliğinden önce "Teras kattaki burgerda 2li menü" yeme hayalleriyle gittiğim mekan.
istanbul'da oturmuyorum,istanbul'da oturan fakir olduğunu bildiğim arkadaşlar her gün burda. E ben de bi ikili kampanya menüsü yiyeyim dedim. Demez olaydım.
O günden sonra psikolojik travma yaşadım.
Girişini bulmak için bir süre harcadıktan sonra, "tom's kitchen" adli bir restoran tarafindan girdik. Millet bakiyor tabi "bunlar hayirdir ya hahah, ay burasi köle teri koktu" falan dediler herhalde içlerinden.
(bkz: köle teri)
Neyse baktım herkes macbooklar takım elbiselerle havyarını yiyor. Biraz gezineyim de tanıdık mağaza bulayım ordan sonra Burger King i de bulurum dedim. Orda gördüğüm en tanıdık mağaza Lui Vitondu, gerisi zaten işte Burberry, Cavalli falanlar filanlar. Millet çılgın gibi bize bakıyor ama. Utanmasalar kiyafetlerimizin etiketlerine bakıp "aaa Koton markasıyla buraya alamıyoruz ya, maalesef. hamfendi lütfen şu taraftan çıkış yapabilir misiniz?" diyecekler.
Bir baktım Apple store ortadaki meydanda. Gelmişken bir görelim dedik. oraya doğru gittik. Apple store un çatısı cam, içerisini görüyoruz, içeride insanlar var deli gibi bişilerle uğraşıyor ama girişini bulamıyoruz. Şaka gibi. Tam ümidi kesmiş giderken, işte oradaydı... yerin 2 kat altına doğru uzanan yürüyen palet. bindik ona indik aşağıya. allahim yareppim Mc donalds, Popeyes, Burger King, Koton, mango bilmem ne "fakir magazalari"nin hepsi yerin dibinde. içerisi leş gibi köle teri kokuyor.*
gittik burger king'den 2li menümüzü aldık misler gibi de yedik doyduk. bir ara tepsileri alıp tom's kitchen in önündeki banklara oturmayı düşünmedik değil.
Sonra bi apple store a uğradık, tüm fakirler gibi biraz teknoloji kurcaladık filan.
Çıkış kapısını bulmaya çalışırken temiz hava kokusunu takip ettik de bulduk.
Dönen kapıdan geçerken bir koku sezdim böyle oda parfumuyle ilaç kokusu karışımı ve o an anladım ki fakirleri burada dezenfekte edip zengin katına gönderiyorlar.
yine yürüyen palete bindik yukarı çıktık. çıkarken de 2 gencin dudaklarından dökülen şu cümleleri duyduk
"olsun be oğlum çaya ekmek banarız."
evet sözlük zorlu center iste boyle bir yer. fakirler zenginlerin goz zevkini bozmasin diye yer altina gonderilip dezenfekte edildiği bir yer.
demek ki fakir arkadaşlarım da o yer altında takılıyormuş bunu da anlamış oldum.
Sonuç: istanbul'da yaşayıp buraya giden insan maldır.
p.s lotr konserini en önlerden izledik nasıl zenginsek artık.*
istanbul'da oturmuyorum,istanbul'da oturan fakir olduğunu bildiğim arkadaşlar her gün burda. E ben de bi ikili kampanya menüsü yiyeyim dedim. Demez olaydım.
O günden sonra psikolojik travma yaşadım.
Girişini bulmak için bir süre harcadıktan sonra, "tom's kitchen" adli bir restoran tarafindan girdik. Millet bakiyor tabi "bunlar hayirdir ya hahah, ay burasi köle teri koktu" falan dediler herhalde içlerinden.
(bkz: köle teri)
Neyse baktım herkes macbooklar takım elbiselerle havyarını yiyor. Biraz gezineyim de tanıdık mağaza bulayım ordan sonra Burger King i de bulurum dedim. Orda gördüğüm en tanıdık mağaza Lui Vitondu, gerisi zaten işte Burberry, Cavalli falanlar filanlar. Millet çılgın gibi bize bakıyor ama. Utanmasalar kiyafetlerimizin etiketlerine bakıp "aaa Koton markasıyla buraya alamıyoruz ya, maalesef. hamfendi lütfen şu taraftan çıkış yapabilir misiniz?" diyecekler.
Bir baktım Apple store ortadaki meydanda. Gelmişken bir görelim dedik. oraya doğru gittik. Apple store un çatısı cam, içerisini görüyoruz, içeride insanlar var deli gibi bişilerle uğraşıyor ama girişini bulamıyoruz. Şaka gibi. Tam ümidi kesmiş giderken, işte oradaydı... yerin 2 kat altına doğru uzanan yürüyen palet. bindik ona indik aşağıya. allahim yareppim Mc donalds, Popeyes, Burger King, Koton, mango bilmem ne "fakir magazalari"nin hepsi yerin dibinde. içerisi leş gibi köle teri kokuyor.*
gittik burger king'den 2li menümüzü aldık misler gibi de yedik doyduk. bir ara tepsileri alıp tom's kitchen in önündeki banklara oturmayı düşünmedik değil.
Sonra bi apple store a uğradık, tüm fakirler gibi biraz teknoloji kurcaladık filan.
Çıkış kapısını bulmaya çalışırken temiz hava kokusunu takip ettik de bulduk.
Dönen kapıdan geçerken bir koku sezdim böyle oda parfumuyle ilaç kokusu karışımı ve o an anladım ki fakirleri burada dezenfekte edip zengin katına gönderiyorlar.
yine yürüyen palete bindik yukarı çıktık. çıkarken de 2 gencin dudaklarından dökülen şu cümleleri duyduk
"olsun be oğlum çaya ekmek banarız."
evet sözlük zorlu center iste boyle bir yer. fakirler zenginlerin goz zevkini bozmasin diye yer altina gonderilip dezenfekte edildiği bir yer.
demek ki fakir arkadaşlarım da o yer altında takılıyormuş bunu da anlamış oldum.
Sonuç: istanbul'da yaşayıp buraya giden insan maldır.
p.s lotr konserini en önlerden izledik nasıl zenginsek artık.*
yaşatmaya çalıştığım 3 annesiz kedi var. 4lerdi 3 oldular. yarın sabaha 2 olabilirler. elimden gelen bu sefer yetmeyecek galiba.
cbs romantik komedisi (bkz: jane the virgin) in birebir kopyası dizi. Tam anlamiyla rezaletin rez'inde bir yapim. Orjinalinin castina baksaniz bile yeter. Hele ki benim gibi jane the virgin izleyicisiyseniz repliklerine kadar birebir cevrildigini gorebilirsiniz. Cidden rezalet.
An itibariyle programında resmen milf senaryoları dönüyor. Kızın erkek arkadaşı, kızın annesiyle kaçmış falan. Uşak'ta bir köyde oluyor lan bu olay?!
(bkz: eksilemeye doyamadım)
Trollük denen olay zeka gerektirir. Olmamışsın sen, git annene söyle seni bi daha yapsınlar.
Trollük denen olay zeka gerektirir. Olmamışsın sen, git annene söyle seni bi daha yapsınlar.
Senelerdir bu kadını izliyorum. Daha popi olmadan evvel de izliyordum. Kusursuz cinayet için e-ders veren hoca resmen. Nelere dikkat edeceksin, napicaksin tüm püf noktalarını anlatıyor. *
Kendisiyle dalga geçebilen kızçe.
Whatsapptan "3g nasıl açılıyor" diye soran annedir. Ah annem ya.
Tabi ki de (bkz: plants vs zombies 2)
- Naber kızım (ahtapot emojisi, salyangoz emojisi) demektir.
Ne alaka anne? Ne alaka? (Gülerken ağlayan surat)
Ne alaka anne? Ne alaka? (Gülerken ağlayan surat)
Odaya girdikten sonra "paranı aşağıda peşin ödedim." demek.
Bir rivayettir.
Söylenene göre kediler cin olarak tanımladığımız varlıkları görebilmektedir.
3 tane kedim var. Gece uyandığımda her seferinde mutlaka birinden birini saçma sapan yerlere dik dik bakarken yakalıyorum. Ben de bakıyorum bakıyorum bir sey göremiyorum. Kediyi dürtüyorum, ne var oğlum neye bakıyorsun diyorum. Yok ayırmıyor gözlerini. En son kalkıp ışığı yakıyorum, öyle uyuyorum. Allahın belası hayvanlar ama seviyorum napayım.
Söylenene göre kediler cin olarak tanımladığımız varlıkları görebilmektedir.
3 tane kedim var. Gece uyandığımda her seferinde mutlaka birinden birini saçma sapan yerlere dik dik bakarken yakalıyorum. Ben de bakıyorum bakıyorum bir sey göremiyorum. Kediyi dürtüyorum, ne var oğlum neye bakıyorsun diyorum. Yok ayırmıyor gözlerini. En son kalkıp ışığı yakıyorum, öyle uyuyorum. Allahın belası hayvanlar ama seviyorum napayım.
Kaşları kalın, saçları amelie tarzı kısa ve küt kesilmiş, büyük ihtimalle mavi ve ya pembe saçlı, dudaklarını kalemle çizmiş, dövmeleri olan, sigara içen, +1000 takipçili +250 beğenili instagram profili olan kadındır.
Ben ayrılmak istemiyorum. Nası yapalım?
Gençken deli müzik yapan, yaşlandıkça haliyle softlaşan grup. Beğenmiyorum uzun bir süredir. Zaten soundtrack yapmaktan adam akıllı albüm yapmadılar. Öf.